28 Kasım 2013 Perşembe

I. 2013 DÖNEM SONU İŞLEMLERİ İLE İLGİLİ HATIRLATMALAR
Dönem sonu işlemleri geçici vergi uygulaması ile birlikte her üç ayın sonunda yapılması nedeniyle, konu hatırlatma amaçlı olarak başlıklar halinde aşağıda belirtilmiştir.
1.Mevcut emtia fiilen sayılmak suretiyle değerlemesi yapılmalıdır.

2.Stok sayımında fiili durum ile kaydî durum karşılaştırılarak noksanlık veya fazlalık varsa nedeni araştırılmalı ve katma değer vergisi de dikkate alınarak gerekli düzelme işlemleri yapılmalıdır.

3.Stok sayım ve değerlemesinden sonra satılan malın maliyeti tespit edilerek kayıtlara alınmalıdır.

4.Stoklarda varsa değer düşüklüğü bununla ilgili olarak takdir komisyonuna başvurup gerekli karar alınmalıdır.

5.Yıl içinde A.T.İ.K. alınmışsa, bunların alımıyla ilgili olarak yılın sonuna kadar oluşan kredi faizi, kur farkı, vade farkı vs. giderler ilgili iktisadi kıymetin maliyetine eklenmelidir.

6.01.01.2004 tarihinden önce aktifleştirilen iktisadi kıymetlerin cari yıla ilişkin amortismanları eski usul ve esaslar çerçevesinde, 01.01.2004 tarihinden sonra aktifleştirilen iktisadi kıymetlerin cari yıl amortismanları ise, Maliye Bakanlığınca ilan edilen oranlar dikkate alınarak hesaplanmalıdır.

7.Yıl içinde alınan binek otomobilleri için kıst amortisman uygulamasına dikkat edilmelidir.

8.Yıl içinde satılan A.T.İ.K. nedeniyle ayrılmış bulunan amortismanlar satış esnasında dikkate alınmalıdır.

9.Satılan A.T.İ.K. ile ilgili olarak oluşan kar, gerekli şartlar sağlanmışsa yenileme fonu hesabına aktarılmalıdır.

10.Zarar gören A.T.İ.K. ile ilgili olarak alınan sigorta tazminat bedeli iktisadi kıymetin değerinden fazla olan kısmı, gerekli koşulların varlığı halinde yenileme fonu hesabına atılmalıdır.

11.Kıst amortismana tabi iktisadi kıymetlerin, amortisman süresinin son yılında, ayrılmayan ilk yıla ilişkin amortisman tutarının gider kaydı yapılmalıdır.

12.İlk tesis ve taazzuv (kuruluş ve örgütlenme) giderleri ile özel maliyetler gibi aktifleştirilen giderlerin yıllık itfa payları hesaplanıp gider yazılmalıdır.

13.Peşin ödenen giderler içinde 2013 yılına ilişkin olanlarının alınıp cari yıl giderlerine atılması unutulmamalıdır.

14.Peşin tahsil edilen gelirler hesabında bulunan ve 2013 yılı geliri olan kısmın bu hesaptan alınarak cari dönem hasılatına eklenmelidir.

15.Alıcılarla (müşterilerle) ilgili cari hesap mutabakatları yapılmalıdır.

16.Satıcılarla ilgili cari hesap mutabakatları yapılmalıdır.

17.Bankalarla gerekli mutabakatlar sağlanmalıdır.

18.Yukarıda sayılan her üç mutabakat sonucuna göre gerekirse ilgili kayıtlar yapılmalıdır.

19.Kasa sayımı yapılarak kaydi durumla fiili durum karşılaştırılmalı farklılık varsa gerekli araştırma yapılıp kayıtlara alınmalıdır.

20.Döviz kasası Maliye Bakanlığınca belirlenen kurlar esas alınarak değerlenmeli ve gerekli kayıtlar yapılmalıdır.

21.Bankadaki döviz hesapları Maliye Bakanlığınca belirlenen kurlar esas alınarak değerlenmeli ve kayıtları yapılmalıdır.

22.Çeklerin reeskonta tabi tutulmasına olanak verildiğinden, alınan çekler ile verilen çeklerin reeskonta tabi tutulması halinde oluşan farklar, vergilemede gelir veya gider olarak dikkate alınmalıdır.

23.Alacak ve borç senetleri istenirse reeskonta tabi tutulabilir. Alacak senetleri reeskonta tabi tutulması halinde borç senetleri de mutlaka reeskonta tabi tutulmalıdır. Senetlerde faiz oranı belli değilse, T.C. Merkez Bankası reeskont oranı uygulanarak gerekli kayıtlar yapılmalıdır.

Reeskont Hesaplama Formülleri:
a.İç İskonto Formülü:
Reeskont Tutarı =
Nominal Değer x Faiz Oranı x Gün Sayısı
36.000 + (Faiz Oranı x Gün Sayısı)
b.Peşin Değer Formülü:
Peşin Değer =
Nominal Değer x 36.000
36.000 + (Faiz Oranı x Gün Sayısı)

Alacak Senetleri Reeskont İşleminin Muhasebe Kaydı
-------------------------- / -------------------------
657 Reeskont Faiz Giderleri Hes. -----------
122 Alacak Senetleri Reeskontu Hes. ------------
------------------------- / ---------------------------

Alacak Senetleri Reeskont İşleminin Ertesi Yıl Kapanışının Muhasebe Kaydı
------------------------ / ---------------------------
122 Alacak Senetleri Reeskontu Hes.------------
647 Reeskont Faiz Gelirleri Hes. ------------
-------------------------/ --------------------------

Borç Senetleri Reeskont İşleminin Muhasebe Kaydı
-------------------------- /---------------------------
322 Borç Senetleri Reeskontu Hes. ------------
647 Reeskont Faiz Gelirleri Hes. ------------
------------------------- / ---------------------------

Borç Senetleri Reeskont İşleminin Ertesi Yıl Kapanışının Muhasebe Kaydı
------------------------- /---------------------------
657 Reeskont Faiz Giderleri Hes. ------------
322 Borç Senetleri Reeskontu Hes. ------------
------------------------- / --------------------------

24.Yabancı para birimi üzerinden düzenlenen alacak ve borç senetleri de yukarıda belirtildiği şekilde reeskonta tabi tutulabilir. Senetlerde faiz oranı belli edilmemiş ise, Londra bankalar arası faiz oranı (LIBOR) esas alınmalıdır.

25.Bankalardaki vadeli mevduat hesaplarının dönem sonu itibariyle hesaplanan faiz tutarlarının gelir kaydı unutulmamalıdır.

26.Kullanılan banka kredileri ile ilgili olarak dönem sonuna kadar oluşan faiz tutarı hesaplanıp gider kaydedilmelidir.

27.Aktifte kayıtlı bulunan;
a)Hisse senetleri,
b)Fon portföylerinin %51’i Türkiye’de kurulu bulunan şirketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgeleri,
alış bedeli ile değerlenmelidir.
c)Yukarıda sayılanlar dışındaki tüm menkul kıymetler borsa rayici ile değerlendirilmelidir. Borsa rayici yoksa veya borsa rayici muvazaalı bir şekilde oluştuğu anlaşılması halinde, değerlendirmeye esas bedel, menkul kıymetin alış bedelinin vadede elde edilecek gelirin (kur farkları dahil) iktisap tarihinden değerleme gününe kadar geçen süreye ilişkin kısmı eklenmek suretiyle tespit edilmelidir.
d)Ancak, borsa rayici bulunmayan, getirisi ihraç edenin kar ve zararına bağlı olarak doğan ve değerleme günü itibariyle hesaplanması mümkün olmayan menkul kıymetler alış bedeli ile değerlemesi yapılmalıdır.

28.Dava ve icra safhasına giren alacaklar için karşılık ayrılıp gider kaydedilmelidir. Teminata bağlı alacaklar bu safhaya gelse bile karşılık ayrılmamalıdır.
----------------------- / ---------------------
128 Şüpheli Ticari Alacaklar Hes. ----------
120 Alıcılar Hes. ----------
--------------------- / -----------------------
654 Karşılık Giderleri Hes. ----------
129 Şüpheli Tic. Alacaklar Karşılığı Hes.----------
--------------------/ -------------------------

29. Dava ve icra takibine değmeyecek derecede (dava ve icra masraflarının alacaktan fazla olması durumundaki) küçük alacaklar için birden fazla yazılı istenmiş olmak koşulu ile karşılık ayrılmalıdır.

30. Mahkeme kararına veya kanaat verici bir belgeye dayanarak tahsil olanağı kalmayan alacaklar kayıtlardan silinmelidir.

31. Ortaklara verilen borçlara adat hesaplanıp,
a)Şirket kredi kullanmışsa kredi faiz oranı,
b)Kullanmamışsa reeskont oranı,
üzerinden faiz hesaplanıp fatura düzenlenmeli ve %18 KDV uygulanmalıdır.

32. Dönem giderleri ile ilgili yansıtma kayıtları yapılarak, gelir ve gider hesaplarının tamamı dönem kar veya zarar hesabına aktarılmalıdır.

33. Yıllık beyannameye eklenmek üzere, yıl içinde kesinti yolu ile ödenen vergilerle ilgili olarak, kesintiyi yapan kurum ve kuruluşlardan yazılar alınmalıdır.

34.Yapılan bağış ve yardımların gider yazılması yerine, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinde beyan edilen gelirden indirilmesi esası getirilmiş olduğu hususu dikkate alınmalı ve buna göre bağış ve yardımların tamamı önce kanunen kabul edilmeyen gider olarak beyanname üzerinde kazanca eklenmeli ve daha sonra gelirden indirilecek bağış ve yardımların tutarı kazancın %5’ine (kalkınmada öncelikli yörelerde %10’una)(K.V.K.10/1-c maddesi uyarınca kurumlar vergisi mükelleflerinde sadece %5’i) kadar olan kısmı hesaplanarak beyannamede ayrıca gösterilmek suretiyle kazançtan indirilmelidir.

Formül:Kurum Kazancı – (Geçmiş yıl zararları + İştirak kazançları) x %5
Özel kanunlarına göre yapılan ve miktar sınırlamasına tabi olmayan bağış ve yardımlar da önce KKEG olarak dikkate alınıp kazancın varlığı halinde beyannamede ayrıca gösterilerek suretiyle indirilmelidir. (Bu kanunlar şunlardır: 7269 sayılı Umumi Hayata Müessif Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun, 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu, 222 sayılı İlk Öğretim ve Eğitim Kanunu, 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu, 3338 sayılı Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı Kanunu, 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu, 2878 sayılı Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Kanunu, 278 sayılı Türkiye Bilimsel Teknik Araştırma Kurumu Kanunu ve 4122 sayılı Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanunu)

35. Diğer kanunen kabul edilmeyen giderler tespit edilerek beyannamede kurum kazancına eklenmesi unutulmamalıdır.

36. Serbest bölgelerden elde edilen gelirlerin istisna olarak dikkate alınması temin edilmelidir.

37.Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamında elde edilen kazançların kurumlar vergisinden istisna olduğu unutulmamalıdır.

38.Türk Gemi Siciline kayıtlı gemilerin işletilmesinden sağlanan kazançların varlığı halinde bu kazançların kurumlar vergisi istisna edildiği unutulmamalıdır.

39. Gelir Vergisi Kanununun geçici 69 uncu maddesi hükmü uyarınca varsa yatırım indirimi istisna tutarı belirlenmelidir. Buna göre;

A. 31.12.2005 tarihi itibariyle indirim konusu yapılamamış ve 2013 yılına devreden yatırım indirim istisna tutarlarının indeksleme yapılarak ticari/zirai kazançtan veya kurum kazancından indirilmesi unutulmamalıdır.

B. 24.04.2003 tarihinde önce yapılan müracaatlara istinaden alınan Yatırım Teşvik Belgesi kapsamında başlanılan ve 01.01.2006 tarihinden sonra yapılan yatırımlar nedeniyle 2013 yılına devreden yatırım indirimi istisna tutarlarının indeksleme yapılarak ticari/zirai kazançtan veya kurum kazancından indirilmesi sağlanmalıdır.

Yukarıda belirtilen şekilde kurumlar vergisi mükellefleri tarafından yararlanılan yatırım indirim istisnası tutarı üzerinden, kazancın dağıtılıp dağıtılmadığına bakılmaksızın mutlak surette, G.V.K. nun Geçici 61 inci maddesi kapsamında %19.8 oranında gelir vergisi kesintisi yapılacağı hususu unutulmamalıdır.

C. Gelir Vergisi Kanunu’nun yürürlükten kaldırılan 19 uncu maddesi kapsamında 2005 yılında başlanmış olup iktisadi ve teknik bütünlük arz eden ve 01.01.2006 tarihinden sonra gerçekleştirilen yatırımlar nedeniyle yapılan yatırım harcamalarının %40’ı olan yatırım indirimi istisnası tutarının 2013 yılına devreden tutarın da endeksleme yapılarak ticari/zirai kazancın veya kurum kazancının vergilendirilmesi sırasında dikkate alınmalıdır.
Bahsi geçen geçici madde hükmünde yer alan kazançtan indirilebilecek yatırım indirimi istisna tutarının o yılın kazancının %25’ini geçemeyeceği düzenlemesi Anayasa Mahkemesi Kararı ile kaldırılmış olduğu ve yatırım indirimi istisnası uygulandıktan sonra kalan matrah üzerinden %20 oranında kurumlar vergisi hesaplanacağı hususları unutulmamalıdır.

40. Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesi kapsamında kurumlar vergisinden istisna edilen varsa aşağıda belirtilen kazançlar tespit edilerek kurum kazancından indirilmesi sağlanmalıdır.
a. Tam mükellef kurumlardan elde edilen iştirak kazançları,
b. Dar mükellef kurumlardan elde edilen iştirak kazançları,
c. Yurt dışı iştirak hisselerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar,
d. Emisyon primleri,
e. Yurtdışı inşaat ve onarım işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançlar,
f. Portföy ve fon işletme kazançları,
g. Gayrimenkul ve iştirak satışları kazançlarının %75’i,
h. Banka borçlarının ödenmesinde kullanılan gayrimenkul ve iştirak hisseleri satış kazançları,
ı. Bankaların alacak karşılığında edindikleri gayrimenkullerin satışından sağlanan kazançların %75’i,
i. Eğitim kazançları,
j. Rehabilitasyon merkezlerinin işletilmesinden sağlanan kazançlar,
k. Kooperatiflerin ortakları için hesapladıkları risturnlar.
41.01.01.1999 tarihinden önce işletmeye dahil olup işte kullanılan taşıtların aynı zamanda zati ve ailevi ihtiyaçlarda da kullanılması halinde bu araçların amortismanlarının 1/2' si gider olarak dikkate alınmadığı nedenle, sözkonusu taşıtların 2013 yılında satılması halinde, gider kaydedilmeyen amortisman tutarları beyanname üzerinde, diğer indirimler kısmında gösterilerek, kazançtan indirilmelidir.

42. Beyan edilen kazanca göre hesaplanan kurumlar vergisi ve eski hükümlere göre yararlanılan yatırım indirimi istisnası tutarı üzerinden kesilen gelir vergisi ile kurumlar vergisinden istisna edilen emeklilik yatırın fonları dışında kalan fon ve portföy kazançları üzerinden K.V.K. uyarınca yapılan kurumlar vergisi kesinti toplamı kadar karşılık ayrılıp, 31.12.2013 tarihli bilanço ve gelir tablosunda (Dönem kârı vergi ve diğer yasal yükümlülükler karşılığında) gösterilmelidir.

43. 2013 yılına ilişkin olup, kurumlar vergisi beyannamesi verilene kadar gelen gider faturalarının KDV tutarları ile birlikte 2014 yılı kanunu defter kayıtlarına geçmiş yıl gideri olarak kaydedilip, kurumlar vergisi beyannamesinde bu fatura toplamları diğer indirimler sütununda gösterilerek matrahtan indirilmesi sağlanmalıdır.

44. 2012 yılına ilişkin olup 2013 yılı kayıtlarına alınan geç gelen fatura bedelleri, 2012 yılı kurum kazancından beyanname üzerinden indirilmiş olacağından, bu tutarların 2013 yılı beyanı sırasında kanunen kabul edilmeyen gider olarak kumum kazancına eklenmesi unutulmamalıdır.

45. 2010 vergilendirme döneminde satılan ve yenilenmesine karar alınan demirbaşlarla ilgili olarak oluşturulan yenileme fonu hesabına konulan tutar, ilgili iktisadi kıymet alınmaması halinde 2013 yılı kazancına eklenmesi unutulmamalıdır.

46. Örtülü sermayeye ilişkin faiz ve benzeri ödemeler ile örtülü yoldan dağıtılan kazançlar bir yandan kanunen kabul edilmeyen gider olması yanında, diğer yandan bu ödemeler hesap döneminin son günü itibariyle dağıtılmış kar payı sayıldığı hususu unutulmamalı ve ödenen bu tutarlar brütleştirilmek suretiyle üzerinden kar dağıtımına ilişkin %15 oranında yapılacak vergi kesintisine ilişkin muhtasar beyannamenin 23.01.2014 tarihine kadar verilmesi ve kesilen verginin 26.01.2014 günü akşamına kadar ödenmesi sağlanmalıdır.

Örnek 1.A.Ş. Ortaktan aldığı 600.000.- TL borç karşılığında 2013’de 60.000.- TL faiz ödemiş ve finansman gideri yazmıştır. Dönem başı öz sermayesi 150.000.- TL’dir. (Bu borcun tamamı 2014 yılında ödenecektir.)

- Örtülü Sermaye Tutarı = Ortaklardan Alınan Borç - (Öz sermaye x 3)
150.000.- TL = 600.000.- – (150.000.- x 3)
Örtülü Sermayeye İlişkin Faiz =
Örtülü Sermaye x Ortaklara Ödenen Faiz
Ortaktan Alınan Borç
15.000.- TL =
150.000.- x 60.000.- (K.K.E.Gider yazılır.)
600.000.-
- Dağıtılan net kar payı = Örtülü sermayeye ilişkin faiz olup 15.000.- TL’dir.
- Dağıtılan kar payının net tutarı %15 kesinti oranına göre brüt tutarı =(15.000.- x 100/ 85) = 17.647.06 TL olup, bu tutar üzerinden yapılacak vergi kesintisi (17.647.06 x %15) = 2.647.06 TL olacaktır.
- Bu tutar vergi 23.01.2014 günü akşamına kadar muhtasar beyanname ile beyan edilip 26.01.2014 günü akşamına kadar ödenmesi ve ödenen bu tutar kurumca 2013 veya 2014 yılı kayıtlarına KKEG yazılması gerekir.

Örnek 2.A.Ş. 2013 yılında ilişkisiz kişiye 500.000.- TL sattığı yatın bir benzerini aynı vade ve koşullarda ortağının eşine 420.000.- TL satmıştır.

- Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Dağıtılan Kazanç = Emsal Fiyatı - İlişkili Kişiye Yapılan Satışın Bedeli.

80.000.- TL = 500.000.- TL – 420.000.- TL

- Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan 80.000.- TL KKEG olarak kurum kazancına eklenmesi yanında ayrıca, dağıtılan net kar payının olarak %15 vergi kesintisine tabi tutulacaktır.

- Buna göre 80.000.- TL’ nin %15 kesinti oranına göre brüt tutarı = (80.000.- x 100/ 85) = 94.117.65 TL olup, bu tutar üzerinden yapılacak vergi kesintisi (94.117.65 x %15) = 14.117.65 TL olacaktır.

- Bu tutar vergi 23.01.2014 günü akşamına kadar muhtasar beyanname ile beyan edilip 26.01.2014 günü akşamına kadar ödenmesi ve ödenen bu tutar kurumca 2013 veya 2014 yılı kayıtlarına KKEG yazılması gerekir.

47. KVK.’un 7 inci maddesi ile GVK.’un 75 inci maddesi uyarınca 31.12.2013 tarihi itibariyle elde edilmiş sayılan kontrol edilebilen kurum kazancı veya kar payı tutarlarının beyannameye ithal edilmesi unutulmamalıdır.

48.15.6.2012 tarih ve 2012/3305 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar’a uygun yeni veya tevzi yatırım yapanlar bahsi geçen kararnamenin 15 nci maddesi uyarınca indirimli kurumlar vergisi uygulamasından yararlanmayı gözden kaçırmamalıdırlar.

49. Yurt dışında ödenen vergilerin mahsubunda yasada belirtilen belgeler temin edilerek tercüme ettirilmesi ve beyannameye eklenmelidir. Bu şekilde mahsup edilecek verginin tutarı, yurt dışı kazanç üzerinden Türkiye’de alınacak vergiden fazla olmayacaktır.

50. Geçici vergi uygulaması nedeniyle, geçici vergi dönemleri itibariyle,

a)Amortisman ayıranlar dönem sonunda amortisman ayırmaktan vazgeçebilirler.

b)Amortisman hesaplamayanlar dönem sonunda amortisman ayırabilir ve gider yazabilirler.

c)Alacak ve borç senetlerini reeskonta tabi tutmayanlar dönem sonu itibariyle reeskont yapabilirler.

d)Alacak ve borç senetlerini reeskonta tabi tutanlar dönem sonunda reeskonttan vazgeçebilirler.

e) Yıl içinde yararlanılan yatırım indirimi istisna uygulamasından verilen geçici vergi beyannamelerinin düzeltilmesi koşulu ile vazgeçebilirler.

f) Geçici vergi dönemlerinde yararlanılmayan yatırım indirimi istisnasından dönem sonunda yararlanılabilir.

II. 2014 YILI VERGİLENDİRME DÖNEMİNE İLİŞKİN HATIRLATMALAR

1. 2013 yılı kanuni defterlerin tamamının yazdırılma işi bir an önce tamamlanmalıdır.

2. 2013 yılı yönetim kurulu karar defterinin kapanış tasdiki 2014/Ocak ayı sonuna kadar ve 2013 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdikinin ise, 2014/Haziran ayı sonuna kadar yaptırılmalıdır.

3. 2014 yılında kullanılacak defterlerin tasdiki 2013/Aralık ayı içinde yaptırılmalıdır.

4. 2013 yılında kullanılan kanuni defterlerin 2014 yılında da kullanılması durumunda, bu defterlerin tasdik işlemleri 2014/Ocak ayı içinde yaptırılmalıdır.

5. 2014 yılı yevmiye defterine yapılan açılış kaydından sonra, bir önceki yılda yapılan reeskont kayıtları, ters kayıt yapılarak kapatılmalıdır.

6. Sigorta şirketleri tarafında 2013 yılında ayrılarak gider kaydedilen muallak hasar karşılıkları, kazanılmamış pirim karşılıkları ve hayat matematik karşılıkları ile denge karşılıkları 2014 yılı açılış kaydından sonra, kâr hesabına aktarılmalıdır.

7. 2013 yılı vergilendirme dönemine ilişkin kurum kazancının beyanı sırasında, kurum kazancından indirilen ve eski hükümlere tabi tutulan yatırım indirimi istisna tutarı üzerinden en geç kurumlar vergisi beyannamesinin verileceği ay içinde, %19.8 oranında gelir vergisi kesintisi yapılmalı ve buna ilişkin muhtasar beyanname ertesi ayın 23 üncü günü akşamına kadar verilip, kesilen gelir vergisi 26 ıncı günü akşamına kadar ödenmelidir.

8. 2013 yılı vergilendirme dönemine ilişkin kurum kazancının beyanı sırasında, kurum kazancından indirilen emeklilik yatırım fonlarının kazançları dışında kalan ve K.V.K. nun 5/1- d maddesinde yazılı fon ve portföy kazançları üzerinden en geç kurumlar vergisi beyannamesinin verileceği ay içinde, %15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılmalı ve buna ilişkin muhtasar beyanname ertesi ayın 23 üncü günü akşamına kadar verilip, kesilen kurumlar vergisi 26 ıncı günü akşamına kadar ödenmelidir.

9. 2013 yılı kurum kazancından (kârından) personele temettü ikramiyesi verilmesi düşünülüyor ise, gerekli kararların kurumlar vergisi beyannamesi verilmesinden önce alınmalıdır.

10.
a) İmtiyazname ve Ruhsatname almış olan kurumların Harçlar Kanunu’na ekli 8 sayılı tarifede yer verilen ve yıllık olarak ödenmesi gereken harçlar,

b) Motorlu taşıtlar vergisinin ilk taksiti,
2014/Ocak ayı içinde ödenmelidir.

27 Kasım 2013 Çarşamba

Anonim Şirketlerde Damga Vergisi Defteri

I. GİRİŞ

Bilindiği üzere Türk Vergi Sistemi Gelir, Servet ve Harcamalar üzerinden alınan vergiler olarak üç grupta tasnif edilmektedir. 
Damga vergisi; Harcamalar üzerinden alınan vergiler içerisinde yer almakta olup, “makbuz verilmesi”, “istihkaktan kesinti yapılması” veya “basılı damga konulması” olmak üzere üç farklı şekilde ödenebilmektedir.

Bu çalışmamızda; Anonim Şirketlerde Damga Vergisi Defterinin kullanılması ile ilgili yasal zorunluluğa ve  konu hakkında dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında kişisel görüşümüz sunulacaktır. 

II. DAMGA VERGİSİ DEFTERİ İLE İLGİLİ YASAL DÜZENLEMELER

Damga Vergisi Defteri

Damga Vergisi Defteri VUK.’un 220’nci maddesine göre tasdike tabi defterler arasında yer almamaktadır. Ancak; Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257’nci maddesi, Maliye Bakanlığı’na anılan Kanun’a göre tutulması zorunlu defterlere ek olarak tutulmasını uygun gördüğü defterlerin mahiyet, şekil ve ihtiva edeceği hususları belirleme ve bunlar için tasdik zorunluluğu koyma ve kaldırma yetkisi tanımıştır.

Maliye Bakanlığı; V.U.K.’un mükerrer 257’nci maddesi ile Damga Vergisi Kanunu’nun 29’uncu maddesinin bakanlığa verdiği yetkiye dayanarak, düzenledikleri kağıtlara ait damga vergisini “makbuz karşılığı” ve “istihkaktan kesinti” şeklinde ödeyen mükelleflerin bu ödemelerini kaydetmek için “Damga Vergisi Defteri” tutmalarını ve 20 Seri No.lu Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliği uyarınca bu defterlerin tutulmasında Vergi Usul Kanunu’nun kayıt nizamı (1) ve tasdik zamanına (2) ilişkin maddelerine uyulması zorunluluğu getirmiştir.

Damga Vergisi Defteri ile ilgili diğer usul ve esaslara ilişkin açıklamalar ise 20 Seri No.lu Damga Vergisi Genel Tebliğ ile yapılmıştır

Damga Vergisi Defteri Tutacak Kişi ve Kurumlar

16, 32, 43 ve 44 Seri No.lu Damga Vergisi Genel Tebliğleri ile damga vergisi mükellefiyeti ile ilgili düzenlemeler yapılmış olup ilgili tebliğlerde mükellefiyet tesisi zorunlu ve ihtiyari olarak iki şekilde belirlenmiştir.
Sürekli mükellefiyet tesisi ZORUNLU olanlar
Sürekli mükellefiyet tesisi İHTİYARİ olanlar
1.Katma Bütçeli İdareler
1.5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’na tabi diğer mükellefler (3)
2. İl Özel İdareleri ve Belediyeler
2. Kollektif ve Adi Komandit Şirketler
3.Döner Sermayeli Kuruluşlar
3.Vergi Usul Kanunu hükümleri çerçevesinde bilanço esasına göre defter tutanlar
4.Bankalar
4. Vergi Usul Kanunu hükümleri çerçevesinde İşletme Hesabı esasına göre defter tutanlar
5.Kamu İktisadi Teşebbüsleri
5. Serbest Meslek Kazancı elde edenler
6.Devlet ve Kamu İktisadi Teşebbüsleri İştirakleri
 
7.Özerk Kuruluşlar
 
8.Diğer Kamu Kurumları
 
9.Anonim Şirketler
 

Sürekli mükellefiyet tesisi İHTİYARİ olan kişi ve kurumlar için damga vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmesi ve böylelikle de defter tutmaları zorunlu değildir. Bu durumda mükelleflerin, damga vergisine ilişkin kayıtlarını VUK’a göre tutmak zorunda oldukları defterlerinde ayrıntılı olarak gösterme zorunlulukları vardır. 
 
III. SONUÇ

Yukarıda yapılan açıklamalar neticesinde Anonim Şirketlerin VUK’a göre Damga Vergisi Defteri tutmaları ve ilgili zamanlarda gerekli tasdikleri yaptırmaları zorunludur. Türk Ticaret Kanunu’nun değişmesi ile birlikte kullanılacak defterlerin ve defter tasdiki ile ilgili değişikliklerden dolayı oluşan karışıklık sebebi ile birçok Anonim Şirket damga vergisi defterinin kaldırıldığını düşünerek defter tasdiki yaptırmamış olabilir. Bu durumda;

1. Anonim Şirket geçmiş yıldan kalan ve yeterli sahifesi bulunan damga vergisi defterini içinde bulunduğumuz Ocak ayı içinde  VUK 222. maddeye göre tasdiki yenileme suretiyle 2013 yılı için kullanabilir,  

2. Anonim Şirket içinde bulunduğumuz Ocak ayı içerisinde 2013 yılında kullanmak üzere yeni bir damga vergisi defteri tasdik ettirebilir. Bilindiği üzere defterlerin normal olarak sözü edilen sürelerde tasdik ettirilmesi gerekmekle birlikte, bu sürelerin sonundan itibaren bir ay içinde yapılacak tasdiklerde geçerlidir.

Ancak, bu durumda Vergi Usul Kanunu’nun 352/II-6 maddesi uyarınca ikinci derece usulsüzlük cezası uygulanacaktır.

26 Kasım 2013 Salı

Anonim şirketlerde karar alma rehberi

Değerli okurlarımız, bu yazımızda anonim şirketlerin hangi durumda hangi çoğunlukla karar alabileceklerini ele alacağız. Bilindiği üzere, Yeni TTK’nin birçok maddesinde kararların hangi durumlarda hangi çoğunlukla alınacağı serpiştirilmiş durumdadır. Bu yazı ile Yeni TTK ile anonim şirketlerin karar nisaplarının ne olduğu topluca görülmüş olacaktır. Dolayısıyla, yazımız bir rehber niteliğindedir ve konunun taraflarının elinin altında bulunmasında fayda vardır.

BİRLEŞME KARARLARI (MD. 151)

(1) Yönetim organı, genel kurula birleşme sözleşmesini sunar. Birleşme sözleşmesi genel kurulda;

a) Bu Kanunun 421 inci maddesinin beşinci fıkrasının (b) bendi saklı olmak üzere, anonim, esas veya çıkarılmış sermayenin çoğunluğunu (%50’den fazlasını) temsil etmesi şartıyla, genel kurulda mevcut bulunan oyların dörtte üçüyle (3/4),
 

(5) Birleşme sözleşmesi bir ayrılma akçesini öngörüyorsa bunun, devreden şirket, sermaye şirketiyse (örneğin anonim şirket ise) şirkette mevcut oy haklarının yüzde doksanının (%90) olumlu oylarıyla onaylanması şarttır.
 

(6) Birleşme sözleşmesinde devrolunan şirketin işletme konusunda değişiklik öngörülmüşse, birleşme sözleşmesinin ayrıca, şirket sözleşmesinin değiştirilmesi için gerekli nisapla (İlk toplantıda şirket sermayesinin en az yarısının –en az %50- temsil edildiği genel kurulda, toplantıda mevcut bulunan oyların çoğunluğu (1/2) ile alınır. İlk toplantıda öngörülen toplantı nisabı elde edilemediği takdirde, en geç bir ay içinde ikinci bir toplantı yapılabilir. İkinci toplantı için toplantı nisabı, şirket sermayesinin en az üçte birinin -en az %33,33- toplantıda temsil edilmesidir.) onaylanmış olması zorunludur.

BÖLÜNME KARARI (MD 173)
 

Birleşme kararlarındaki nisaplar bölünme kararlarında da aranır. Birleşmeyi onama kararı 151 inci maddenin birinci, üçüncü, dördüncü ve altıncı fıkralarında öngörülen nisaplara uyularak alınır.
 

Diğer yandan, oranın korunmadığı bölünmede onama kararı, devreden şirkette oy hakkını haiz ortakların en az yüzde doksanıyla (%90) alınır.
 

TÜR DEĞİŞTİRME KARARI (MD 189)
 

(1) Yönetim organı tür değiştirme planını genel kurula sunar. Tür değiştirme kararı aşağıdaki nisaplarla alınır:
 

a) Kanunun 421 inci maddesinin beşinci fıkrasının (b) bendi hükmü saklı olmak şartıyla anonim şirketlerde, esas veya çıkarılmış sermayenin üçte ikisini (2/3) karşılaması şartıyla, genel kurulda mevcut oyların üçte ikisiyle (%66,66); limited şirkete dönüştürme hâlinde, ek ödeme veya kişisel edim yükümlülüğü doğacaksa tüm ortakların onayıyla (%100);
 

b) Bir anonim şirketinin bir kooperatife dönüşmesi hâlinde tüm ortakların onayıyla (%100);
 

YÖNETİM KURULU KARARLARI (MD 390)
 

(1) Esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır ve kararlarını toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alır. Bu kural yönetim kurulunun elektronik ortamda yapılması hâlinde de uygulanır.
 

(3) Oylar eşit olduğu takdirde o konu gelecek toplantıya bırakılır. İkinci toplantıda da eşitlik olursa söz konusu öneri reddedilmiş sayılır.
 

(4) Üyelerden hiçbiri toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu kararları, kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı, karar şeklinde yazılmış önerisine, en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle de verilebilir. Aynı önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmış olması bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartıdır. Onayların aynı kâğıtta bulunması şart değildir; ancak onay imzalarının bulunduğu kâğıtların tümünün yönetim kurulu karar defterine yapıştırılması veya kabul edenlerin imzalarını içeren bir karara dönüştürülüp karar defterine geçirilmesi kararın geçerliliği için gereklidir.
 

GENEL KURUL KARARLARI (MD 418)
 

(1) Genel kurullar, bu Kanunda veya esas sözleşmede, aksine daha ağır nisap öngörülmüş bulunan hâller hariç, sermayenin en az dörtte birini (%25) karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığıyla toplanır. Bu nisabın toplantı süresince korunması şarttır. İlk toplantıda anılan nisaba ulaşılamadığı takdirde, ikinci toplantının yapılabilmesi için nisap aranmaz. Yani ikinci toplantıda %25 şartı aranmamaktadır.
 

(2) Kararlar toplantıda hazır bulunan oyların (ilk toplantıda en az %25 paya sahip olanların, ikinci toplantıda ise %25 şartı da aranmamaktadır) çoğunluğu (1/2’den fazlası) ile verilir.
 
 

(1) Kanunda veya esas sözleşmede aksine hüküm bulunmadığı takdirde, esas sözleşmeyi değiştiren kararlar, şirket sermayesinin en az yarısının (%50) temsil edildiği genel kurulda, toplantıda mevcut bulunan oyların çoğunluğu ile alınır. İlk toplantıda öngörülen toplantı nisabı elde edilemediği takdirde, en geç bir ay içinde ikinci bir toplantı yapılabilir. İkinci toplantı için toplantı nisabı, şirket sermayesinin en az üçte birinin (%33,33) toplantıda temsil edilmesidir. Bu maddede öngörülen nisapları düşüren veya nispî çoğunluğu öngören esas sözleşme hükümleri geçersizdir.
 

(2) Aşağıdaki esas sözleşme değişikliği kararları, sermayenin tümünü (%100) oluşturan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin oybirliğiyle alınır:
 
a) Bilanço zararlarının kapatılması için yükümlülük ve ikincil yükümlülük koyan kararlar.
b) Şirketin merkezinin yurt dışına taşınmasına ilişkin kararlar.
 

(3) Aşağıdaki esas sözleşme değişikliği kararları, sermayenin en az yüzde yetmişbeşini (%75) oluşturan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin olumlu oylarıyla alınır:
 
a) Şirketin işletme konusunun tamamen değiştirilmesi.
b) İmtiyazlı pay oluşturulması.
c) Nama yazılı payların devrinin sınırlandırılması.
 

(4) İkinci ve üçüncü fıkralarda öngörülen nisaplara ilk toplantıda ulaşılamadığı takdirde izleyen toplantılarda da aynı nisap (%75) aranır.
 

HALKA AÇIK ŞİRKETLERDE  SERMAYENİN ARTIRILMASI, BİRLEŞME, BÖLÜNME, TÜR DEĞİŞTİRMEDE ALINACAK KARARLAR (MD. 421)
 

421/5 uyarıca, Pay senetleri menkul kıymet borsalarında işlem gören şirketlerde, aşağıdaki konularda karar alınabilmesi için, yapılacak genel kurul toplantılarında, esas sözleşmelerinde aksine hüküm yoksa, 418 inci maddedeki toplantı nisabı uygulanır (söz konusu madde yukarıda açıklanmıştır):
 
a) Sermayenin artırılması ve kayıtlı sermaye tavanının yükseltilmesine ilişkin esas sözleşme değişiklikleri.
b) Birleşmeye, bölünmeye ve tür değiştirmeye ilişkin kararlar.
 

ESAS SERMAYENİN AZALTILMASI KARARI (MAD. 473)
 

Genel kurulun kararına 421 inci maddenin üçüncü fıkrasının birinci cümlesi uygulanır. 421/3’ün birinci cümlesine göre, sermayenin en az yüzde yetmişbeşini (%75) oluşturan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin olumlu oylarıyla sermaye azaltımına karar verilebilecektir.
 

SONA ERMA KARARI (MD. 529)

Anonim şirketlerde sona erme kararı;
421’inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarına uygun olarak alınan genel kurul kararıyla, yani, sermayenin en az yüzde yetmişbeşini (%75) oluşturan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin olumlu oylarıyla  alınabilecektir.
 

TASFİYE KARARI (MD 546)
 

Tasfiyeye ilişkin genel kurul kararları 418’inci madde uyarınca alınır. Madde uyarınca, sermayenin en az dörtte birini (%25) karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığıyla genel kurul toplanacaktır. Bu nisabın toplantı süresince korunması şarttır. İlk toplantıda anılan nisaba ulaşılamadığı takdirde, ikinci toplantının yapılabilmesi için nisap aranmayacaktır. Yani ikinci toplantıda %25 şartı aranmamaktadır.
 

Kararlar toplantıda hazır bulunan oyların (ilk toplantıda en az %25 paya sahip olanların, ikinci toplantıda ise %25 şartı da aranmamaktadır) çoğunluğu (1/2’den fazlası) ile verilir.
 

TASFİYEDEN DÖNÜLMESİ KARARI (MD.548)

Şirket sürenin dolmasıyla veya genel kurul kararıyla sona ermiş ise, pay sahipleri arasında şirket malvarlığının dağıtımına başlanılmış olmadıkça, genel kurul şirketin devam etmesini kararlaştırabilir. Devam kararının sermayenin en az yüzde altmışının (%60) oyu ile alınması gerekir. Esas sözleşme ile bu nisap ağırlaştırılabilir ve başkaca önlemler öngörülebilir.