Sınıf değiştirmede dikkat
edilmesi gereken hususlar!
GİRİŞ
I. SINIF DÜŞME (BİRİNCİ SINIFTAN İKİNCİ SINIFA GEÇME)
GİRİŞ
Defter tutma yönünden tacirler, birinci sınıf ve ikinci sınıf tacirler olarak iki sınıfa ayrılmıştır. İkinci sınıf
tacirler, İşletme Hesabı Esasına göre, birinci sınıf tacirler ise Bilanço Esasına göre işlem görürler.
Kanun koyucu, ticari yaşamın sürekli aynı düzeyde kalmayacağı düşüncesinden hareket ederek birinci
ve ikinci sınıf tüccarların sınıf değiştirmelerini kabul etmiştir. VUK’un 179. maddesinde birinci sınıftan
ikinci sınıfa, 180. madde ile de ikinci sınıftan birinci sınıfa hangi durum ve koşulların varlığı halinde
geçilebileceğine ilişkin hükümler konulmuştur. Yani belirli koşulların gerçekleşmesi ile tüccarların
bulundukları sınıfı değiştirerek diğer sınıfa ait usul ve esasta defter tutmalarına olanak sağlanmıştır.
Sınıf değiştirmede esas ölçü iş hacmi ölçüsüdür.
Bilindiği gibi, tüzel kişiler statüleri gereği birinci sınıf tüccar olarak bilanço esasına göre defter tutmak
zorundadırlar. Sınıf değiştirme işlemi, yalnızca gerçek kişilere ait olup; değişiklik, bunlara ait
işletmelerin cirolarına bağlıdır. Yani, ticaret şirketlerinin iş hacmi ne olursa olsun, birinci sınıf tüccar
sayılırlar. Bunların sınıf değiştirmeleri söz konusu değildir. Kurumlar vergisine tabi ticaret şirketleri ve
kooperatifler dışındaki mükellefler, Maliye Bakanlığı’nın izni ile sınıf değiştirebilirler.
İkinci sınıf tacirler istedikleri takdirde bilanço esasına göre defter tutabilirler (VUK md. 181). Vergi
Usul Kanunu’nun 177. maddesinde, tutulacak defterlerle ilgili olarak birinci sınıfa dahil olmayı
gerektiren hadler belirtilmiştir.
I. SINIF DÜŞME (BİRİNCİ SINIFTAN İKİNCİ SINIFA GEÇME)
VUK’un 179. maddesinde yer alan düzenlemeye göre, 177. maddede yazılı ciro veya hasılat hadlerinin
altında gerçekleşecek iş hacimleri dikkate alınmak suretiyle bilanço esasından işletme hesabı esasında
defter tutmaya geçiş bir ya da üç yıl içerisinde olabilmektedir. Başka bir ifade ile sınıf değiştirme
VUK’un 177. maddesindeki hadlerin ihlal yüzdelerine göre farklı hesap dönemlerinde mümkün
olabilmektedir.
Azalış şeklinde meydana gelen değişiklik VUK’un 179. maddesinde belirtilen esaslara uymakta ise; bu
tüccarlar, koşulların gerçekleştiği hesap dönemini takip eden hesap döneminin başından itibaren,
ikinci sınıfa geçebilirler. Ancak, koşullar sağlanmış olsa bile, bu tüccarlar isterlerse ikinci sınıf tüccar
olarak kalabilir ve bilanço esasına göre defter tutabilirler.
Aşağıda belirtilen koşullardan birisinin gerçekleşmesi durumunda, izleyen hesap döneminden itibaren
ikinci sınıfa geçmek mümkündür.
1‐ Bir hesap dönemindeki iş hacmi hadleri VUK’un 177. maddesinde yer alan hadlerden % 20’yi aşan
bir oranda düşük olursa veya
2‐ Arka arkaya üç dönemin iş hacmi, VUK’un 177. maddesinde belirtilen hadlere göre % 20’ye kadar
bir düşüklük gösterirse.
Burada önemli olan husus, birbirini izleyen arka arkaya üç hesap döneminde düşüş ortaya çıkmasıdır.
Bir başka önemli husus, iş hacmindeki düşüklüğün arka arkaya yani araya bir fasıla girmeden
meydana gelmiş olmasıdır. Ayrıca bu düşüklük, mal alış miktarında olabileceği gibi, satış tutarında
veya hasılatta da olabilir. Hatta bu düşüklük bir yıl mal alışında, bir yıl da mal satış tutarında olabilir.
Bu, durumu değiştirmez.
II. SINIF YÜKSELTME (İKİNCİ
SINIFTAN BİRİNCİ SINIFA GEÇME)
İkinci sınıf olan tüccarların durumları, aşağıda belirtilen koşullara uyulduğu takdirde, bu kişiler
koşulların gerçekleştiği hesap dönemini takip eden hesap döneminin başından itibaren birinci sınıfa
geçerler. Sınıfların belirlenmesinde ilgili maddedeki koşulların tam olarak var olup olmadığının
incelenmesi gerekmektedir.
1‐ Bir hesap döneminin iş hacmi VUK’un 177. maddesinde yer alan hadlerden % 20’yi aşan bir oranda
fazla olursa,
2‐ Arka arkaya iki dönemin iş hacmi VUK’un 177. maddesinde yer alan hadlere göre % 20’ye kadar bir
fazlalık gösterirse,
Bu koşulların gerçekleşmesini takip eden hesap döneminden itibaren ikinci sınıf tüccarlar sınıf
değiştirerek birinci sınıfa geçerler. Bunun sonucu olarak bu kişiler defter tutma yönünden birinci sınıf
tüccarların tabi olduğu hükümlere tabi olurlar.
Bu durumda mükellefler, tüccar sınıflarının tayini ve 2016 yılında tutulacak defterler bakımından
VUK’un sınıf değişikliğine ilişkin hükümlerinin uygulanmasında 2015 yılı iş hacimleriyle VUK’un 177.
maddesinde yer alan ve VUK’un mükerrer 414. maddesinin konu ile ilgili hükümleri gereğince yeniden
belirlenen hadleri kıyaslayacaklardır.
Tüccar sınıflarındaki değişiklikler, ikinci sınıftan birinci sınıfa geçerken zorunlu olarak göz önüne
alınırken; bilanço esasından işletme hesabına geçişte aynı zorunluluk söz konusu olmayıp isteğe
bağlıdır. İşletme hesabı esasından bilanço esasına geçenlerin yukarıdaki zorunluluğa uymamaları,
tutulan defterin tutulmamış hükmünde sayılması sonucunu doğurur ve bunun sonucunda da re’sen
cezalı tarh işlemleri kaçınılmaz olabilir.
III. İHTİYARİ SINIF DEĞİŞTİRME
İkinci sınıf tüccarlar, isterlerse birinci sınıf tüccar olarak bilanço esasında defter tutabilirler (VUK md.
181) . Bunun yanında yeni işe başlayan tüccarlar, alım satım ve hasılat tutarları, henüz belli
olmadığından, ikinci sınıf tüccarlar gibi hareket ederek işletme hesabı esasına göre defter tutabilirler.
IV. SINIF DEĞİŞTİRMEYE İLİŞKİN
ÖZELLİK TAŞIYAN BAZI DURUMLAR
A. KARI VE KOCANIN AYRI TİCARİ
FAALİYETİ OLMASI DURUMU
Karı, koca ve çocukların ayrı ayrı ticari faaliyet göstermeleri halinde, her biri için defter tutma
yönünden kendi işletmelerinin iş hacmi esas alınır.
B. BİRDEN FAZLA İŞ YERİ OLANLARDA
DEFTER TUTMA
Birden fazla iş yeri bulunan kişilerin, her bir iş yeri için ayrı ayrı defter tasdik ettirmek suretiyle defter
tutmaları mümkündür. Ancak bu işletmelerin, bilanço ve gelir tablolarını dönem sonunda konsolide
etmeleri gerekir. Ayrı ayrı defter tutmak yerine merkezden tek bir defter tasdik ettirerek, bu defterde
hesapların şubeler itibariyle izlenmesi de mümkündür. Tüccar sınıfının belirlenmesinde, birden fazla
işletmesi olan mükellefler yönünden her işletmenin ayrı ayrı mı yoksa bütün işletmelerin toplam alım
satım ölçülerinin mi esas alınacağı konusunda farklı görüş ve uygulamalar vardır. Danıştay tarafından
da bu konuda verilmiş farklı kararları mevcuttur. Ancak Tekdüzen Muhasebe Sistemi uygulaması da
dikkate alındığında, bilanço esasına göre defter tutan bir işlemenin aynı zamanda başka bir
işletmesinde işletme defteri tutması mümkün olmaz. Kısaca, birden fazla ticari işletmesi olan
mükellefler, defter tutma yönünden işletmelerin iş hacimleri toplamına göre hareket etmelidirler.
C. İKİNCİ SINIFTAN BİRİNCİ SINIFA GEÇİŞLERDE
BA BS FORM VERME
Hadlerden dolayı bilanço esasına göre işlem gören tacirler, geçtiği aydan itibaren BA BS formlarını
düzenlemek zorundadır. Aksi halde VUK’nun mükerrer 355 maddesi gereği Özel
Usulsülsüzlük cezasıyla karşı karşıya kalacaklardır.
D. YIL İÇİNDE İŞİ BIRAKIP YENİDEN İŞE
BAŞLAYANLARIN SINIFI
Yeniden işe başlayan tacirler iş hacimlerine göre sınıflandırılıncaya kadar ikinci sınıf tüccar gibi işletme
defteri tutabilirler. Mükellefin daha önce bilanço esasına göre defter tutuyor olması, daha sonra yine
bilanço esasına göre defter tutmasını gerektirmez.
E. İNŞAAT VE ONARMA İŞLERİNDE İŞ
HACMİ ÖLÇÜSÜ
İnşaat işinin mükellefin kendi nam ve hesabına yapılması ile taahhüt şeklinde yapılması farklılık
gösterir. Bu nedenle;
‐ Kendi nam ve hesabına özel inşaat şeklinde inşaat yapıp daire veya dükkan şeklinde satanların
tüccar sınıfının tayininde 177. maddenin 1. bendindeki hadlerin,
- Taahhüt işi yapan müteahhitlerin ise yaptıkları iş, hizmet niteliği taşıdığı için tüccar sınıfının
belirlenmesinde 2. bentte belirtilen haddin dikkate alınması gerekir.
F. ADİ ORTAKLIKLARIN DURUMU
VUK’un 177/4. maddesinde, tüccar sınıfının tayininde, adi ortaklıklar yönünden adi ortaklığın iş
hacminin esas alınacağı açıkça belirtilmiştir. Ortaklardan bir veya bir kaçının bilanço esasına göre
defter tutuyor olması, adi ortaklığın kanunda belirtilen hadleri aşmaması halinde bilanço esasına göre
defter tutmasını gerektirmez.
G. İADELERİN SATIŞ TUTARINA
EKLENMEYECEĞİ
Mükelleflerin satışlarından iade edilen tutarlar yıllık iş hacminin hesabında dikkate alınmaz.
H. KOLLEKTİF ŞİRKET ORTAKLARININ
DURUMU
Kollektif şirket ortaklarıyla komandit şirketlerin komandite ortakları birinci sınıf tacir sayılır (GVK md.
37). Bu ortakların ortağı oldukları şirket dışında kendilerine ait ticari işletmeleri için de bilanço esasına
göre defter tutmaları gerekmektedir.
I. MAL SATIŞ VE HİZMET İFASININ BİRLİKTE
SUNULDUĞU İŞLETMELERDE SINIFIN TESPİTİ
Hem alım satım hem de hizmet ifasının birlikte yapılması durumunda 177. maddenin 3. bendine göre
hesaplama yapılmalıdır. Ancak, bu şekilde hesap yapabilmek için her iki faaliyete ait alım satım
tutarlarının ayrı ayrı bilinmesi gerekir. Örneğin hem yedek parça alım satımı hem de nakliye işi yapan
bir mükellefin iş hacminin hesabında 177. maddenin 3. bendine göre işlem yapılacaktır. Burada,
nakliyecilik geliri ile yedek parça satış tutarı toplamı esas alınacaktır. Nakliyecilik hasılatının hesabında
2 numaralı bentteki hasılatın 5 katı alınır. Sınıf değiştirmek için sadece 177. maddedeki hadlerin
aşılmış olması yeterli değildir. Ayrıca 179 ve 180. maddelerdeki artış ve azalış oranları da dikkate
alınmalıdır.
İ. BİLANÇO ESASINA GÖRE DEFTER TUTMASI
GEREKİRKEN İŞLETME HESABI ESASINA
GÖRE DEFTER TUTULMASI
Bilanço esasına göre defter tutması gerektiği halde işletme hesabı esasına göre defter tutulması VUK’
un 30/3. maddesi uyarınca re’ sen takdir nedenidir. Ancak mükellef hakkında vergi ziyaına neden
olacak bir husus tespit edilmemişse, sadece iki kat birinci derecede usulsüzlük cezası kesilmekle
yetinilir. Bilanço esasına göre defter tutması gerektiği halde işletme defteri tutulması KDV’nin
indirimine engel değildir. Ancak, Maliye Bakanlığı farklı görüştedir. Danıştay ise, KDV’nin indirim
konusu edilebileceği görüşündedir. Mükelleflerin tutmaları gereken defterin sınıfı konusunda dikkatli olmaları gerekmektedir.
J. İKİNCİ SINIF TACİRİN BİRİNCİ SINIFA
GEÇİŞTE AÇILIŞ BİLANÇOSUNUN
DÜZENLENMESİ
İşletme hesabı esasına göre defter tutmakta iken hadlerin aşılması veya mükellefin kendi isteği ile
bilanço esasına göre defter tutmak istendiğinde işletme hesabı özetindeki bilgiler ile işletmenin
alacak, borç ve mevcutları dikkate alınarak bir açılış bilançosu düzenlenir. Açılış bilançosundaki
bilgilerden mal hesabı ile önceki dönem kârı işletme hesabı özetinden, diğer bilgiler ise, işletmenin
ticari ilişkilerinden envanter yapılarak çıkartılır.
SONUÇ
Vergi sisteminin önemli bir eksikliği, birinci sınıfa geçiş hadlerinin yüksek olmasıdır. Ülkemizde defter
tutan mükelleflerin yaklaşık % 80‐90’ı işletme hesabı esasına göre defter tutmaktadır. Oysa işletme
defteri borç ve alacakları izlemeye elverişli değildir. Banka kayıtlarını ve amortismana tabi iktisadi
kıymetleri göstermemesi, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin denetlenmesini,
incelenmesini ve izlenmesini zorlaştırmaktadır.
Bursa SMMM Odası
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder